Herkese merhaba bugün size okurken kendimi edebiyat masasında hissettiğim bir kitap ile geldim. Bedri Rahmi Eyüboğlu hepimizin bildiği bir edebiyatçımız fakat kitap okurken o kadar sinirlendim ki... Ernestie diğer adıyla Eren Eyüboğlu Bedri Rahminin eşi dünyalar güzeli karısı... aşkı için dağları deldiğin kadına nasıl kiyabildin... o kadar üzüldüm ki Eren Eyüboğlu için. Ne olursa olsun o kadar büyük bir kalbi var ki anlayış ile karşıladı canı ne kadar çok yanarsa yansın aşkın nasıl bir duygu olduğunu biliyordu ve canından da kıymetli oğlu Mehmet vardı onun için her şeyi yapardı. Mari Gerekmezyan gencecik bir kız... çok başarılı bir heykeltraş hayatını heykel yapmaya adamış, heykel yapmazsa nefes alamadığını hisseden kendini tamamen adamış bir kadın... Bedri Rahmiye koşulsuz aşık olan bir kadın. Aşkı için ölümü göze alabilecek kadar gözü dönmüş bir aşk.. Bedri Rahmi ve Mari birbirinin yeteneğine yetenek katarken aşkları ile çevrelerinde ki olay hiçte onların mutlu olduğu gibi ilerlemez acaba başlarına ne gelecek. Benim kitapta en sevdiğim kısım AHMET HAMDİ TANPINAR, NAZIM HİKMET, SABAHATTİN ALİ, CEVAT ŞAKİR, ORHAN VELİ, vb dönem edebiyatçılarının yer almasıydı. Onlar sohbet ettikçe ben mutlu oluyordum. Bu konuda gerçekten kendimi edebiyat masasında gibi hissettim. Okumak isteyen herkese önerilir.